Alaçatı’yı bir de benim gözümden yaşayın…
Alaçatı’yla tanışmam sadece 5 sene öncesine dayanıyor.. Bodrum’dan vazgeçip Çeşme’yi tatil için seçmem ise 9-10 seneyi bulmuştur… Peki beni Bodrum’dan koparan, hatta gün gelip İstanbul’dan bile koparmasını dört gözle beklediğim bu büyülü yerin sırrı ne? Evet yanlış okumadınız.. İnşallah gün gelecek ve oraya ciddi ciddi yerleşeceğim… Bunun hayaliyle yaşamak bile beni mutlu ediyor.
İzmir otobanından Çeşme’ye doğru giderken sizi ilk önce yel değirmenleri karşılar… Siz onları seyrederken Alaçatı tabelası karşınıza çıkar ve huzur başlar.. Kendinizi bir anda Alaçatı’nın arnavut taşlı sokaklarında taş evleri, dar sokakları, küçük şirin dükkanları, antikacıları, takı tezgahlarını keşfe başlamış olarak bulursunuz.. Taş evlerin kapı ve penceresinin özellikle mavi ya da yeşil, kırmızı renkleriyle kendinizi bir rüyada hissedersiniz…
Günlerden ne gün olduğu, hangi saat olduğu burada önemini yitirir, farketmez çünkü zaman durmuştur.. İçinizi huzur, yüzünüzü anlamsız gülücükler kaplamıştır bir kere.. Sokaklardaki lavanta kokusu sizi etkisi altına almış, pembesiyle – beyazıyla begonviller, muz ağacı ve palmiye ağaçlarıyla da görsel şov başlamıştır bir kere…
Alaçatı’ya geldiğinizde yürüdüğünüz anacaddenin ismi KemalPaşa Caddesi’dir.. Burayı popüler yapan ise sağlı sollu minik kafelerin, restoranların, barların, sevimli dükkanların olmasıdır… Yiyebileceğiniz en leziz Ege ve dünya mutfaklarını burada bulabilirsiniz. Yürümeye Hacı Memiş Mahallesiyle devam edebilirsiniz. Görülecek ilk yer Dutlu Kahve’dir.. Burada köy sakinlerini bir dut ağacının gölgelediği kahvede çaylarını yudumlayıp, keyifle sohbet ederken bulacaksınız..Her yıl gün geçtikçe gelişen Alaçatı’da şu an kafe ve restoranlar, konsept dükkanlar Hacı Memiş mahallesine doğru kaymakta…
Surf için en ideal yer kuşkusuz Alaçatı’dır… Turistlerin bile gözdesi haline gelmiş bu muhteşem denizi, rüzgarla dans eden surfçüleri görmeden dönmeyin… Hatta dersini alıp surf yapmayı bile deneyin derim.. Eğer böyle bir niyetiniz varsa Surfü öğrenmek için Alaçatı’nın sığ denizi kadar uygun başka bir ortam yoktur.. Oldu da rüzgar sizi sürükledi, kontrolü kaybettiniz ve çok açıldınız ya da profesyonellerin içine düştünüz…Hiç önemli değil.. Hemen kendinizi denize atın ve max. göğüs hizasında olacak suda surfünüzü çekerek kıyıya kadar yürüyün.. Nerden mi biliyorum? Öğrenme aşamasında tek yaptığım şey surfü bir yerden bir yere çekmekti.. Birbirinden ünlü dünya surfçüleriyle karşılaşabilir, onları canlı canlı izleme imkanına erişebilirsiniz.. Ben Bora Kozanoğlu’nu elbette ki tek geçerim.. Bu resmi de geçen sene kendi okulunda güneşlenirken çekmiştim..
Pekiiiiiii…. Gelelim Alaçatı’da ve Çeşme’de nerde ne yapılır, ne yenir, nerde ne içilir kısmına.. Bunun için yeni bir post gireceğim… Lütfen sonraki yazımı okuyunuz..
Alaçatı’yı 4 mevsim yaşamış hatta bu sene yılbaşına bile orada girmiş biri olarak gidipte dönmek istemiyeceğinizi söyleyebilirim.. Bir gün herkes Alaçatı’lı olacak..
Not: Resimlerin hepsini çeşitli zamanlarda gittiğim dönemlerde çektiğim kendi fotoğraflarımdan seçtim..